Nefise Köylü

Kader Ağacı

Nefise Köylü

Çok inananı da vardır kaderin, az inananı da…

İslami öğeler ile bağdaştırmayacağım. Çünkü bizim dinimizde KADERE İNANMAK İMANIN şartlarındandır. Yani Müslüman olan herkes doğrudan kadere inanmış ve iman etmiş olur zaten.

Ben bu yazımın dinsel öğelerin dışında daha evrensel bir boyut kazanmasını istediğimden Müslümanlık boyutundan biraz daha farklı bir boyutta değerlendireceğim Kader Ağacını…

Bu arada kader ve kadercilik sadece Müslümanlık anlayışında değil diğer tüm kutsal dinlerde de temel anlayışlar içerisinde yer alır. Tüm Kutsal kitaplarında en baş konularından biridir.

Kader Nedir? Diye soruyorsanız kendinize zaman zaman;

Kader ya da yazgı, önceden ve değişmeyecek bir biçimde belirlenmiş olay akışıdır.

Bu tanımdan sonra, neden sorusu gelir hemen aklımıza. Çünkü insanoğlu düşünebilen canlılardır ve bu özellikleri ile diğer tüm canlılardan ayrılırlar, üstün sayılırlar.

Düşünen insan beyinleri neden sorusunu sorar hemen :

“Madem yazgımız, önceden ve değişmeyecek şekilde yazıldı ise neden öylece durup başımıza gelecek her şeyi yaşamıyoruz ki.”

“Çabalamanın ne anlamı var ki? Zaten kaderimizde varsa yaşayacağız.”

İnsanoğlu hangi dinden ve anlayıştan olursa olsun temelde kadercidir aslında, başına gelen iyi ya da kötü olayları çabucak sindirir, kabul eder ve tercihler yaparak yoluna devam eder.

Ama işine gelmediği zamanlarda bolca “neden” sorusunu gündeme getirir.

Kaderin tanımında gizlidir cevap aslında. Kader insanlar için bir olay akışı belirler ama tercih noktalarına karışmaz. En azından benim kadercilikten anladığım şey bu.

Tercih noktalarında verilen kararlar sevap ve günah, doğru ve yanlış gibi kavramları doğurur ve nasıl bir insan olduğumuz, insanlığa ne kadar faydalı ya da zararlı bir insan olduğumuz da tam bu noktada şekillenir.

Bu ara özellikle Filistin konusu hususunda çok duyar oldum; Madem bunları Allah görüyor neden müdahale etmiyor… Bu nasıl kader… Böyle yazgı olmaz olsun… gibi gibi.

Dedim ya her şey yolunda gittiği zaman şükredilen kader, bir şeyler hakkında zorlu kararlar verme, mücadele etme zamanında lanetlenen kader haline geliyor.

Filistin de yaşananlar malum, Filistin halkı çok büyük karanlık ve zorlu günlerden geçiyorlar. Tüm dünya bu olaya şahit oluyor.

Peki tepki ne?

Çoğumuz yukarıda bahsettiğim gibi kadere lanet ediyor. Söyleniyor, isyan ediyor, lanet okuyor, karamsarlık içinde faydasızca sızlanıp duruyor.

Bu süreç Filistin’in kaderi olsa bile, tercih neden mücadeleden yana değil anlamıyorum.

İnsanoğlu olarak her zaman mı kolay olanı seçmek zorundayız? Çabalamak her zaman mı bu kadar zor?

Evet, iyi olan için, doğru olan için, faydalı olan için genellikle çabalamak gerekir.

Kader Ağacımızda ki seçimlerimiz iyilik ve güzellik meyveleri versin istiyorsak, evet çabalamak zorundayız.

Dünyanın kuralı bu, kötülük, karamsarlık, zararlılık her zaman çok kolay olmuştur. Buna nazaran iyilik, güzellik, yararlılık her zaman çaba gerektirir.

Filistin hakkında birçok yazı yazdım. İyilik, Güzellik, Umut ve Yararlılık hakkında dikkat çekmeye çalıştım. Bu kanayan yaranın sarılması için vicdanlara dokunmaya çalıştım.

Kadere isyan etmek yerine, iyiliğe ve yararlılığa yönelik tercih kullanan kıymetli okurlarımda farkındalık uyandırdığıma inanıyorum.

Nedir bu farkındalık mesela;

- Birçok okurum Filistin’e yardımda bulundu.

- Birçok okurum yardım çağrısında bulunduğum yazılarımı paylaşarak daha fazla yardımsevere ulaşmamızı sağladı.

- Birçok okurum dualarla destek olduğunu yazılarımın altına yorum yaparak bildirdi.

- Birçok okurum Filistin’e yardım göndermek için hangi kurumsal kanalları kullanabileceği konusunda bilgi istedi.

Ama her zaman ki gibi kocaman ama…

Kader ağacının acizleri, her zaman kötülüğe, karamsarlığa ve zararlılığa yönelik tercih edenlerde yok değildi.

Bu gün halen bloğumda yazdığım Filistin’e ilişkin yardım çağrılarının altına;

- Ben yardım falan yollamam baksınlar kendi başlarının çaresine…

- Bu nasıl kader…

- O zaman Allah’ları yardım etsin…

- Ben yardım edeceğim ama yardım kanallarına güvenmiyorum…

Gibi yorumlar yazan aciz insanlar var.

Acizler başka ne diyebilirim ki…

Filistin sadece bir örnekti. Dediğim gibi bu evrensel bir yazı olsun isterim ve kader cidden evrensel. Hakkımızda belirlenmiş bir olay örgüsü var ama bu örgü içinde sürekli tercih noktalarına geliyoruz.

İşte o tercih noktalarında verdiğimiz kararlar nasıl bir insan olduğumuzu şekillendiriyor.

Unutmayın kötülük, karamsarlık, faydasızlık hakkında seçimler yapmak - iyilik, güzellik ve yararlılık hakkında seçimler yapmaya göre her zaman daha kolay.

Çabalamak da gerekse tercihlerimiz İYİLİK, GÜZELLİK VE FAYDA SAĞLAMAYA yönelik olsun.

Tüm okurlarıma selamlar.

Yazarın Diğer Yazıları