Nefise Köylü

Kamp Macerasının Bir Günü

Nefise Köylü

Ben küçükken İstanbul çok güzeldi.

Şimdi size Anadolu şehirlerinin bakir kalmış doğal güzelliklerinden bahsediyorum. 1990’larda çocuk yazar olsaydım eğer size sayfalarca İstanbul’un güzelliklerinden bahsedebilirdim.

Şuan beton ve insanla gömülmüş İstanbul o zamanlar yeşili, denizi ve gölleri ile insanı büyüleyen tabii bir cennetti.

Çocukluğumuz bu nedenle kamplarda geçti. O zamanlar öyle her köşe başında oteller, konaklama tesisleri falan yoktu. Yazın denize gittiğinizde Riva ya da Şile sahillerinde çadırdan adım atamazdınız. Herkes ailecek çadırlarını kurar ve yaz tatili yapardı. Bizde yaz tatillerimizi böyle yapardık. Ama en çok babamın balık tutma hobisi vardı öyle alelade falanda değil bayağı tüm ekipmanları ile yaptığı bir aktiviteydi diyebilirim. Zodyak bot mu dersiniz, ağlar ve oltalar mı dersiniz, tam teşekküllü kampçılık malzemelerimi dersiniz… biz de çocukları olarak babamın bu hobisi ve maceracı ruhu sayesinde nasiplenirdik işte, doğaya da, tatile de doyardık. Hemen tatil olsun isterdik ve çok mutluyduk.

1990’lar da insanlar İstanbul’da hem çalışıyor, hem de hayatlarını böyle dolu dolu yaşıyorlardı…

Neyse görüp göreceğimiz oymuş demek ki, 1990’lardan 2010’lara ve sonrasına geldiğimizde ülkemizi ve dünyayı bir kaos aldı ve bitmedi gitti arkadaş. Savaşlar, insan kalabalığı, çevre kirliliği, stres, kaygı bozukluğu, maddi unsurların manevi değerlerin önüne geçmesi falan derken YAŞAMAYI UNUTTUK.

Ben sırf bu durumlar nedeniyle doğma büyüme İstanbullu olmama ve çok da iyi bir işim olmasına rağmen 2015’de artık dayanamayıp İstanbul’dan memleketim cennet Kastamonu’ya taşındım, bir nevi bu kaostan koşarak kaçtım.

Kastamonu’nun doğası, yeşili, denizi, dağı, tepesi, endemik bitki örtüsü BİN ŞÜKÜR HALEN korunuyor. Bu doğal güzelliklere el uzatanların elleri kırılsın diyerek hemen bedduamızı da ekleyelim. Hakikaten öyle ama çürüyen dünyada nadir korunan doğal güzelliklere el uzatanların gerçekten elleri kırılsın.

Kastamonu’ya geldikten sonra ki en büyük hayallerimden biride tabiî ki çocukluk günlerimde ki gibi kamp yapmaktı.

Kastamonu bütünüyle bir tabiat parkı olduğu için her köşesi bir kamp alanı. Ciddi söylüyorum. Nerede bir mesire alanı ya da doğa ile dost bungalov evlerden oluşan konaklama yerleri, doğa içinde konaklar, glampings tesisler görseniz bunların yanında mutlaka tam teşekküllü bir kamp alanı yer alıyordur emin olabilirsiniz.

Birçok adres söyleyebilirim size;

Küre Dağları Milli Parkı Kamp alanı,

Ilgaz Dağı Milli Parkı Kamp alanı,

Kadı Dağı Mesire Alanı Kamp alanı,

Balaban Ağa Çiftliği Kamp Alanı,

Abana’da Quiet Glampings Kamp alanı,

Küre’de Ecevit Hanı Kamp alanı,

Pınarbaşı’nda Park Ilıca Kamp alanı,

Liste uzar uzar gider. Dediğim gibi Kastamonu Tabiat Cenneti…

Endemik bitki örtüsüne sahip, deniz ve ormanın birlikte uzandığı uzun sahilleri olan, aynı zamanda dünyanın en derin mağara ve kanyonlarına ev sahipliği yapan milli parkları ile ünlü, dağcılık için uygun yükseltileri ile neredeyse tüm doğa sporlarına olanak sağlayan mükemmel bir memleket Kastamonu.

Ben size bu gün kamp maceramın bir gününe eşlik eden Kastamonu Pınarbaşı İlçesi Park Ilıca Kamp alanından bahsetmek istiyorum.

Hani böyle bir şeyi yapmak istersiniz de olasılık olmasa da onun için hazırlık yaparsınız, kamp hobisi de benim için böyle olasılıklı bir girişim olduğundan çok çok öncesinde 2 kişilik küçük bir çadır edinmiştim zaten. Kullanmak bu kamp günlüğüne nasip oldu.

Pınarbaşı İlçesinin yeri bende ayrı, Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi, Ilgarini Mağarası, Ejder Çukuru, Mantar Mağarası, gibi Küre Milli Parkı’nın en maceracı gezi noktalarına sahip bir ilçe…

Oraya gittiğiniz zaman tabiatın masalsı uğultusunda kayboluyorsunuz.

O yüzden Kastamonu’da ilk kez kamp yapacaksak tercihim nedense Park Ilıca’dan yana oldu. Tesis için iletişim kurmak istediğinizde ilgili iletişim numaralarından, sosyal ağ sayfalarından hemen kapsamlı şekilde cevaplar alabilirsiniz. Ben iletişim kurmak istediğimde kamp alanı ve olanakları hakkında bana İşletme Sahibesi Sinem Hanım bizzat yardımcı olmuştu sağ olsun. Kıymetli Arkadaşımın kulakları çınlasın.

Kastamonu Pınarbaşı İlçesi Park Ilıca Tesisleri, kapsamlı kamp alanına ev sahipliği yapmanın yanı sıra aynı zamanda doğa ile barışık Bungalov evlerden oluşan çok şirin bir konaklama alanı. Yani bu doğanın kalbinde bulunan yerde sadece kamp sever, karavancı dostlarımız değil, normal konaklamayı tercih eden insanlarda konforlu şekilde konaklayabilirler.

Önce size yolu tarif etmeliyim. İstanbul, Ankara ya da her nereden geliyorsanız fark etmez önce Kastamonu Merkeze ulaşıp sonrasında Kastamonu-Daday-Pınarbaşı istikametine devam eden Eflani- Daday yolu olarak da bilinen yolu kullanarak 91 km sonra Pınarbaşı ilçesine ulaşabilirsiniz. Gayet bakımlı, kısmen virajlar olsa da konforlu bir yol olduğunu söyleyebilirim.

Pınarbaşı ilçe merkezine ulaştığınızda tüm alışverişinizi yapmanızı öneririm. Çünkü Park Ilıca tesisinin de bulunduğu bu doğal cennette küçük bir büfe hariç bir alışveriş alanı bulunmuyor. Zaten Park Ilıca tesisi, adını da aldığı köyün içinde Ilıca Şelalesine sırtını veren bir tesis, bu nedenle etrafında doğal bütünlüğü bozan bir yapı bulunmuyor.

Pınarbaşı ilçe merkezinde alışverişinizi tamamladıktan sonra navigasyon sizi doğruca Park Ilıca Kamp alanına kadar götürecektir. Ama navigasyon kullanmıyorsanız eğer Pınarbaşı İlçe merkezinden, Teyfik Bey Caddesini takip ederek ana yoldan ayrılmadan yaklaşık bir 9 km daha devam ederek tesise ulaşabilirsiniz.

Hele de bahar ya da yaz aylarında gittiyseniz sizi oldukça kalabalık ve keyifli bir kamp alanı karşılayacak emin olabilirsiniz. Bolca karavan ve çadır ile karşılaşacaksınız. Malum kamp sever dostlar çok da insan canlısı olduğundan akşam ateş başında ya da sohbetlerde buluşabilirsiniz.

Kamp dışında neler yapılır diye sorarsanız eğer;

Doğa yürüyüşü yapabilirsiniz,

Yaban hayatı gözlemciliği yapabilirsiniz,

Kanyon ve şelale gezileri yapabilirsiniz,

Dünya harikası olan Ilgarini, Ejder ve Mantar Mağaralarını gezebilirsiniz,

Orman manzaralı fotoğraflar çekebilirsiniz,

Bisikletiniz veya ATV ile orman içerisinde safari yapabilirsiniz,

Yöresel yiyecek ve içecekler tadabilirsiniz,

Park Ilıca Kamp Alanı ne gibi olanaklara sahip diye sorarsanız;

Tesiste WC, elektrik, yiyecek ve içecek olanakları mevcut.

Tesisin bahçesine dilediğiniz gibi araçlarınızı park edebilirsiniz.

Sıcak yemek ve sıcak içecek temin edebileceğiniz tesise özel restoran hizmet vermektedir.

İşletme sahiplerinden izin alarak ateş ve mangal yakabilirsiniz.

Ayrıntılı bilgi edinmek için tesise ulaşın derim çok sıcak kanlı ve yardım sever tesis yöneticilerinden kapsamlı bilgi edinebilirsiniz. Eğer Küre Milli Parkının Dünyaca Ünlü Mağaraları Ilgarini Mağarası, Ejder Çukuru ve Mantar Mağarasını gezmek isterseniz bir rehberden destek almanızı önemle tavsiye ediyorum benim önerim bizi de hem bilgilendirip hem de dip köşe güven içinde gezdiren Bayram Baki bey. Telefonunu size iletiyor olayım. 05467102992 nolu telefondan kendisine ulaşabilirsiniz.

Yazımı burada sonlandırırken tüm okurlarıma bol maceracı, bol doğaya doymalı, güzel ve az stresli günler diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları