'Yalaka' Mı? Yalaka...
Nefise Köylü
Lisede tarih öğretmenim kendince çok özlü bir söz söylemişti zamanında…
“Bu ülkede yalakalık iş yapar sanacaksınız. Sonra ne kadar yalakalık yaparsanız yapın hak ettiğinizden fazlasını elde edemediğinizi göreceksiniz.”
Ali hocanın bu sözü kimlerin kulağına küpe oldu bilmiyorum. O günlerde dikkate almadığımız “yalakalık” teriminin zaman içerisinde hayatımızın her alanında karşımıza çıkarak bizi bezdirecek, yer yer güldürecek bir trajik gerçek olduğunu sonradan anladım.
Yalaka: Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse.
“Yalaka insanlar, ne kadar yalaka olurlarsa olsunlar, asla hak ettiklerinden fazlasına sahip olamayacaklar.” Hocamın bu sözünü çok sınadım… Çünkü yalaka insanlar istediklerine ulaşıyor gibi görünüyordu.
Yalaka insanlar, kariyerlerinde daha çabuk yükseliyorlardı mesela…
Yalaka insanlar, daha fazla para kazanıyorlardı…
Yalaka insanlar, dünyevi menfaatlere çok daha çabuk elde ediyorlardı…
Sonradan anladım; anlatılmak istenen şey SAYGI idi. O kadar doğru ki, ne kadar yalaka olursanız olun, her şeye sahip olsanız da asla insanların SAYGISINI ELDE EDEMEYECEKSİNİZ.
Bence yalakalık tedavisi olmayan bir hastalık…
Yalakalığın en bariz nedeni insandaki güce tapma ihtiyacıdır. Yalaka insan, tek başına kendisini her daim iktidarsız hissettiği için, başkasının iktidarına tapmayı hüner addeder ve onunla avunur.
Tıpkı, Aziz Nesin’in Zübük adlı romanında dillendirdiği gibi yalaka her daim kağnı gölgesinde yürür, kağnı gölgesini de kendi gölgesi sanır. Kağnı gölge vermemeye başladığı an kağnıyı değiştirir ya da alışık olmadığı güneş onu kavurur.
Yalaka insanların diğer bariz özelliklerinden biride maddi çıkara düşkünlükleridir. Buna nazaran, aralarında bazıları aynı zamanda mütevazidir de. Daha büyük çıkarları düşünerek, üçe beşe bakmazlar. “Akmasa da damlasın” diye düşünürler.
Yalaka insanlar katiyen satın alınmaz, sadece belirli dönem için kiralanır. En sıkı sözleşme ile yalaka insanı daima elinde tutacak olduğunu sanan sahibi de yanılır. Çünkü yalaka daha iyi bir kağnı gölgesi bulduğunda bu kağnıyı bırakıverir. Sahibin, KİRA DÖNEMİ İÇİNDE YALAKAYA VERDİKLERİ EMEKTE BÖYLECE BOŞA GİDER.
Akıllı insan iktidardan düştüğü dakika kiralık yalakasının karşı tarafa geçeceğini bilmelidir. Bizse durumu uzaktan seyreder, genelleme yaparak “yalakası da” terk etti der geçeriz.
Diğer bir konu yalakalarında kendi içlerinde ihtisas alanları vardır… Bana göre 6 temel başlık altında gruplanırlar:
1. Yalakalar: Bu davranış biçimini alışkanlık haline getirenler.
2. Proje başına çalışan geçici yalakalar: O anki çıkar durumunun gerektirdiği şekilde davrananlar.
3. Yedek yalakalar: Yalakanın da yalakası mı olur sorusuna cevap olanlar.
4. Cahil yalakalar: Sonsuz derecede bilgisiz olmasına rağmen bunun farkında olmadan yalaka davranışlarını cahillikleri ile süslemeye çalışanlar.
5. Ünvanlı yalakalar: Bir kurum ya da kuruluşta hak etmedikleri bir unvana sahip olmuş ve kendinden üst pozisyonda olanlara yalakalık yapanlar.
6. Sahibinin sesi yalakalar: Artık kime yalakalık yapıyorsa onu papağan gibi tekrar edenler. Genellikle sahibinin daima yanında olurlar ve sahibi ne derse kayıtsız şartsız onaylayarak, tekrar ederler.
Yalaka deyip geçiyoruz. Ama gördüğünüz gibi yalakalık derin mevzu.
Bu hafta ki yalakalık terimi üzerine yazdığım bu yazı esnasında, içten içe çok büyük güldüm. Çünkü sizlerin gözünün önünde olan yalakalardan, benim gözümün önünde de çokça var ne yazık.
Normal insanlar olarak yalaka insanların varlığı bizi ne kadar rahatsız ediyor? Bu sorunun cevabını sahip olduğumuz öz güven verebilir. Yani ne kadar fazla özgüven sahibi bir bireysek, etrafımızda ki yalaka insanları uzaktan seyredip o kadar ti’ye alabiliriz, davranışlarıyla o kadar dalga geçebiliriz.
Bu yalaka insanların yalakalık peşinde koştururken toplum nezdinde kaybettikleri ve asla sahip olamayacakları SAYGIYA üzülmek gerekir.
Dünyevi menfaatlere fazlasıyla sahip olsan ne yazar? Gerçekten başını kaldırıp etrafına dikkatlice bak bakalım kaç kişi sana saygı duyuyor. Elindeki geçici güç kaybolduğunda ne yapacaksın? Sorularına asla cevap bulamaz bu insanlar.
Dediğim gibi üzülmek gerekir.
