Berkan Güngör

Barış ve Kardeşlik Ekseninde 2023 Genel Seçimleri

Berkan Güngör

Türkiye Cumhuriyeti, yüzüncü yılında, 2023 genel seçimleriyle birlikte yepyeni bir döneme adım atıyor. 15 Mayıs sabahında iktidar koltuğunda kimin oturduğu fark etmeksizin, ülkemizin önünde duran en büyük hedeflerden biri, barış ve kardeşlik içinde yaşayan bir toplumun inşası olmalıdır. Bu yazımda, 2023 genel seçimlerinin bu hedefe ulaşmada nasıl bir fırsat sunduğunu; neden barış ve kardeşlik temalarının öncelikli olması gerektiğini ele alacağım. Çünkü bu seçimlerin sadece siyasi bir değişimi değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getirebileceğini düşünüyorum.

Öncelikle, seçimler siyasi arenada bir değişimi beraberinde getirir. Bu değişim sadece iktidarın bir partiden diğer partiye geçmesi olarak yorumlanmamalıdır. İktidardaki mevcut partiler de tekrar seçilseler bile, gerçekleşen seçimlerden ders çıkararak, eksiklerini gidererek, önceki dönemlerde yaptıkları hataları görerek ve bunları telafi etmeye çalışarak yollarına devam etmelidirler. Yani seçimler sadece iktidardaki partinin rengini değiştirmeye değil; mevcut partilerin de kendilerine çeki düzen vermelerine vesile olurlar.

Toplumun Her Kesiminde Barış ve Kardeşlik Duygusu Yaygınlaştırılmalı

Siyasi partilerin liderleri, seçim kampanyaları boyunca barışçıl bir dil kullanarak, farklı ideolojilere ve düşüncelere sahip olanların da görüşlerini dikkate alan bir siyasi kültürün inşasına katkıda bulunabilirler. Bu yaklaşım, toplumun her kesiminde barış ve kardeşlik duygusunu yaygınlaştıracaktır. Aynı şekilde siyasi partilerin seçim beyannameleri ve politikaları, barışa ve kardeşliğe dayalı projeleri içermeli; bu değerleri desteklemelidir. Bu sayede, toplumun genelinde bu değerlere sahip çıkan bir bilinç oluşacak ve toplumsal uzlaşıyı güçlendiren bir atmosfer yaratılabilecektir.

Seçimler aynı zamanda toplumun barış ve kardeşlik için ortak bir vizyon oluşturmasına da olanak tanır. Siyasi partilerin seçim beyannamelerinde barışı ve kardeşliği destekleyen politikaları öne çıkarmaları, toplumun genelinde bu değerlere sahip çıkan bir bilinç oluşturur. Geleneksel medyada, sosyal medyada ve sivil toplumda barış ve kardeşlik kültürünü yaygınlaştırmak için de adımlar atılmalıdır. Medya kuruluşları, toplumsal birlik ve beraberliği teşvik eden yayınlar yaparak, farklılıkları ve hoşgörüyü destekleyen bir atmosfer oluşturabilirler. Sivil toplum kuruluşları da barış ve kardeşlik için önemli bir rol oynar. Bu kuruluşlar, toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren projeler ve etkinlikler düzenleyerek, insanların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayabilirler. 

Barışın Olmadığı Bir Toplumda Demokrasi ve Refahın Sürdürülebilmesi Mümkün Değildir

Saygı çerçevesi içinde farklı siyasi partilerin farklı ideolojileri ve farklı politikaları üzerinde yapılan tartışmalar, toplumdaki farklı kesimleri bir araya getirebilir ve ortak bir paydada buluşmanın önünü açabilir. Ancak bu süreçte, barış ve kardeşlik temalarının merkeze yerleştirilmesi büyük önem taşır. Zira barışın olmadığı bir toplumda demokrasi ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir. Toplumsal uzlaşı, hoşgörü ve birlikte yaşama kültürünün güçlendirilmesi, ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır.

Ayrıca, seçim sürecinde kadınların ve gençlerin aktif katılımının teşvik edilmesi de barış ve kardeşlik için önemli bir adımdır. Kadınların siyasi karar alma süreçlerinde daha fazla temsil edilmeleri, farklı düşüncelerin ve perspektiflerin daha kapsayıcı bir şekilde ele alınmasını sağlar. Gençlerin ise, geleceğin temsilcileri olarak barış ve kardeşlik değerlerini benimseyip savunmaları, sürdürülebilir bir toplumun oluşmasına katkı sağlar.

Sonuç olarak, 2023 genel seçimleri Türkiye için bir dönüm noktası olabilir. Barış ve kardeşlik temalarının ön plana çıkarılması, toplumun her kesiminde derinlemesine bir dönüşüm yaratma potansiyeline sahiptir. Siyasi liderlerin, siyasi partilerin ve toplumun genelindeki bireylerin barışı ve kardeşliği öncelikli bir değer olarak benimsemesi, Türkiye'yi daha güçlü, daha adil ve daha birleşik bir ülke haline getirecektir. 2023 genel seçimleri, barış ve kardeşlik için yeni bir başlangıç olabilir ve bu değerlerin güçlendirilmesine yönelik bir adım atılabilir.

Biz Birlikken Çok Güzeliz

Okurlarım hatırlayacaktır; Gündem Gazetesi’nde 2 Mart tarihinde “Enkazdan Birlik Doğsun” isimli bir yazı yazmıştım. 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem faciasının bizlere aslında nasıl bir millet olduğumuzu hatırlattığını, ülkenin dört bir yanından insanların kenetlendiğini ve bir olduğunu söylemiştim. Yani bu deprem tüm olumsuzluklarının yanında Türk’ü, Kürt’ü, Arnavut’u, Çerkes’i, Alevi’si, Sünni’si, sağcısı, solcusu, köylüsü, kentlisi, fakiri, zengini ile birlikte; aslında o eşsiz kültürel ve düşünsel mozaiğimizin parçalarını birleştirince ne kadar güzel göründüğümüzü bir kez daha bizlere gösterdi. İnsanlar hiç tanımadıkları, hangi siyasi görüşten olduğunu, hangi etnik kökenden geldiğini, hangi mezhepten olduğunu bilmediği ve aslında bunu da hiç umursamadığı diğer insanlara yardımlar yaptı.

Yazımı bitirirken de demiştim ki:

“Her şeye ve herkese rağmen bizim ihtiyacımız olan ruh budur, umarım bu felaketten ‘Birlikten kuvvet doğar.’ dersini almışızdır. Umarım birbirimizin kıymetini anlamışızdır. Biz birlikken çok güzeliz. Umarım lüzumsuz tüm toplumsal ayrışmalarımız, kavgalarımız, ötekileştirmelerimiz ve kutuplaşmalarımız enkazların altında kalmıştır…”

Bugün ne yazık ki o ruhun çok çabuk unutulduğunu, tekrar çok hızlı bir şekilde kutuplaştırıldığımızı, “biz”den olmayan herkesin “öteki”leştirildiğini, lanetlendiğini görüyoruz. Eminim ki bu topraklarda yaşayan yüce milletimin (birkaç istisna dışında) tek derdi vatanımızın, devletimizin ve geleceğimizin huzuru, mutluluğu ve refahıdır. İzlenmesi düşünülen yollar her ne kadar farklı olsa da, hepimizin amacı aynıdır.
Yine yazımı bitirirken, yaklaşık iki ay önceki temennimi yineliyorum ve Âşık Veysel’in eşsiz dizelerini ekliyorum:

Umarım bir gün lüzumsuz tüm toplumsal ayrışmalarımız, kavgalarımız, ötekileştirmelerimiz ve kutuplaşmalarımız enkazların altında kalır. Biz birlikken çok güzeliz.

Beni hor görme gardaşım, sen altınsın ben tunç muyum?

Aynı vardan var olmuşuz, sen gümüşsün ben saç mıyım?

Ne var ise sende bende, aynı varlık her bedende

Yarın mezara girende, sen toksun da ben aç mıyım?

Sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları