Serap Oruç

Gazze İnsanım Diyen Herkesin Meselesi

Serap Oruç

Gazze'de soykırımcı, kan emici İsrail tarafından vakitsizce uykusundan yanarak uyandırılan, başları gövdesinden ayrılan bebekler, çocuklar için; anneler, babalar için, insanlar için çok şey söyleyebilirim, çok cümle kurup yazabilirim lâkin söyleyecekken dilim tutuluyor. Kelimeler boğazımda düğüm olup kalıyor. Yazacakken sessizliğimle duânın gücüne haykırmak daha doğru geliyor.

Zira bizler bebek katilleri için günlerdir, hatta aylardır elimizden gelen şeyleri o anki ruh halimize göre yapmaya çalışıyoruz. Yazıyoruz, paylaşım yapıyoruz, yürüyoruz, elimizden geldiğince boykot etmeye gayret ediyoruz. 

Fakat asıl olan şu ki birkaç güne unutup hayatımıza devam ediyoruz.

Bir babanın elinde başı olmayan çocuğunun bedeni kalıyor biz izliyoruz, bir anne diri diri yanıyor ve bir baba aslında binlerce çocuk, anne, baba yakılıyor, kurşuna diziliyor, bombalanıyor biz izliyoruz.

Sağ kalan çocukların, annelerin, babaların yanaklarında gözyaşları kuruyor; sonra felaketin öncüsü gece başlıyor. Bir kabus örtüsünü üzerlerine çekiyorlar, eminim birçoğu sadece gözlerini kapatıyor asla uyumuyor. Eğer bir olay olursa "kaderden kaçılmaz, Allah bize kafidir" deyip teslim oluyorlar veya olaysız bir sabah daha olursa "her halimizde Allah'a hamdolsun" deyip sancılı bir güne yeniden başlıyorlar. 

Peki Dünya üzerindeki medeni olarak tanınan ülkelerin yöneticileri, Birleşmiş Milletler; tüm bu olanlar için, bebek katillerini durdurmak için kayda değer ne yaptı? Bir şehrin semasından ölüm yağarken, yer ve gök o şehrin sakinlerine dar edilmişken; "insan hakkı" diyen, kendisini modern yönetim sistemine sahip olarak değerlendiren, demokratik ve bağımsız devletlerde bebeklerin, çocukların yaşam hakkı için sıradan insanlar kendisini paralarken gücü elinde bulunduranlar neden susuyor?

Demek ki insan kim olursa olsun, ne olursa olsun nasipsizse ne bir çocuğun tebessümüne, ne de darda kalanların esenliğine vesile olamıyor. İnsan hakkı, çocuk hakkı sadece bazılarının hakkı olarak kabul ediliyor.

İşgalin her yerde olduğu bu çağda "kalbimi koru kolla duyarsızlıktan, tutarsızlıktan ve şovlardan" diye dua etmekten, soykırımın gölgesinde içimde umudu barındırmaktan, çaresizliğime şu birkaç satırı şahidim olsun diye not almaktan, uğraştığım, meşgul olduğum işi elimden gelenin en iyi haliyle yapmaya gayret etmekten, kalbimi mazlumların yanında tutmaktan başka bir şey yapamıyorum. Sonuç değişir değişmez, bilmiyorum lâkin mazlumu, yetimi, öksüzü zalimlerin elinden kurtar Allah'ım, kudretindeki mucizenin yüceliğini esirgeme, selamete eriştir.

Gazze "insanım" diyen herkesin meselesi ve mazluma yapılan zulme sessiz kalan herkes zalim. Unutulan her kötülüğün tekrar ettiği gibi, unutulan soykırım da tekrar eder. Bu yaşanılan soykırım asla unutulmasın, bebek katilleri aklımızda daima diri kalsın ve diliyorum İsrail yıkılsın. Saygılar. 
 

Yazarın Diğer Yazıları