Serap Oruç

Sen Kendine Bak

Serap Oruç

Yunus Emre bir gün bakışlarını içine çevirmiş ve kendi nefsine şöyle demiş:

“Yoldaki aşksız, irfansız, Hak ve hakikatten habersiz, büyüklenen, fodullanan kişilerden sana ne! Sen kendine bak! Teferrüçlen, ibret al, oyalanma! Gör geç!”

Bu söz, insanın kendi noksanını fark edişidir.

Ders almaya ihtiyacı olduğuyla yüzleşmesidir. Her insanın kendi nefsine dönüp söylemesi gereken bir hatırlatmadır:

“Ben nereye bakıyorum, neyle ve kiminle oyalanıyorum, neden bu kadar meşgulüm, hatırımı gönlümü saymayanlarla, sevgi ve saygısını üleştirmeyenlerle?”

Yunus Emre’nin bu içine dönüp nefsine seslenişi aslında hepimize biraz şunu anlatıyor: Yolumuzda birçok insan olabilir. Kimi gösterişli, kimi kibirli, kimi dolu, kimi boş… Ancak biz, yolun içinde en çok kendimizden sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Başkalarının ne söylediğiyle, ne yaptığıyla oyalanmak, kendi varacağımız yere bizi geciktirir ve yolumuzu saptırır.

Günümüzde herkes dışarıyı çözmeye çalışıyor ama kendi içinin düğümünün ucunu, başını bulamıyor. Herkes bir başkasını düzeltme derdinde ama kendi bozuğundan bir haber. En çok kendini ihmal ediyor ve sadece onay almak için yaşıyor.

Oysa Yunus Emre diyor ki:

“Sen kendine bak.”

Sana düşen, başkasının eksiğini saymak değil; kendi eksiklerini fark etmek, içindeki duyguyla, dilindeki sözle, eylemlerini tutarlı hâle getirmek. Çünkü her kul, kendi yolunun yolcusudur. Ve her yolun sonunda sadece kendine hesap verirsin.

“Teferrüçlen.” diyor sonra. Yani seyret ama takılıp orada kalma. Seyret ama bağlanma. Dış dünyanın o göz alıcı vitrinine kapılma. Çünkü o sadece gelip geçicidir. Gerçek derinlik içtedir. Görünen değil; görünmeyenin ardında olandır.

“İbret al” diyor.

Bakmakla ibret almak arasında dağlar kadar fark vardır. Herkes baktığını görebilir ama herkes gördüğünden ibret alamaz. Bir mezar taşı, bir son nefes, bir çırpınış… Her biri bir öğretmen olabilir ama biz gönül gözümüzü açmadıkça boş bakışlarla geçip gideriz. Lakin hatasını kabullenip, bulunduğu noktadan az da olsa ileri gitmek için kendisinde tadilat yapabilen insan, ibret alan insandır.

“Oyalanma” diyor.

Zaman kısa. Ömür hızlı. Dünya aldatıcı. Ve en çok da elâlemle oyalanıyoruz. Küçük hesaplar, lüzumsuz kırgınlıklar, nefrete varan kıyaslar… Yunus Emre’nin sesi burada en sade hâliyle duyuluyor:

“Gör geç” Yani yüklenmeden öğren. Tanık ol ama içinde boğulma. Hayat sana bir geçit sunar; içinde kalman için değil, içinden geçmen için.

Yunus Emre’nin nefsine nasihati, yalnızca kendi nefsine ve geçmişin dervişlerine değil, bugünün karmaşasında kaybolan bizlere de nasip olmuş bir nasihat. Başkalarının hayatlarını izleyip yargılarken, ne kadar uzağız kendi hayat hakikatimize?

Kendine bak.

Kalbine dön.

Dilini arındır.

Bakışına ibret yükle.

Ve yürümeye öyle devam et… 

Çünkü yol uzun, zaman kısa. Merhamet dediğin şeye evvela kendine merhamet ederek başla. Kendi sesini duyarak başla. Ömrünün bereketini başkalarında oyalanırken, başkalarını seyrederken kaçırma. 

Saygılar.

 

Yazarın Diğer Yazıları