Serap Oruç

Kibri Değil,  Kibarlığı Öğrendik mi?

Serap Oruç

Anlatılana göre bir tüccarın güzel bir papağanı varmış. Kafesinin içinde daima hürriyeti özlermiş. Böyle esir yaşamanın çok acı bir hâl olduğunu düşünürmüş. Bir gün tüccar Hindistan’a gitmek istemiş. Hanımını, çocuklarını ve hizmetçilerini başına toplayarak; “Size Hindistan’dan hangi hediyeleri getireyim?” diye sormuş. Herkes sevinç içinde bir şeyler istemiş. Tüccar papağanına dönerek ona da bir isteğin var mı diye sormuş. "Söyle bakalım ne hediye istersin, sana Hindistan’dan ne getireyim?"

Papağan da isteğini söylemiş: "Oradaki papağanlara hâlimi anlat. De ki: Sizin bir kardeşiniz benim kafesimde esirdir. Size selâm yolladı. Yardım istedi.”

Tüccar tebessüm etmiş ve Hindistan’a gitmiş. Herkesin hediyelerini almış. Dönerken bir ormanda papağanlara rastlamış. Papağanının selâmını hatırlamış ve oradaki papağanlara yaklaşıp selamı söyleyerek; “Sizden bir çare istiyor. Esirliğine çok üzülüyormuş" diye eklemiş.

Bu sözleri duyan bir papağan titremiş. Çırpınmış ve düşüp ölmüş.

Tüccar; “Herhâlde bu papağan benim kuşumun akrabası idi. Yazık oldu” diye düşünmüş ve yola çıkmış evine gelmiş. Herkesin hediyelerini dağıtmış. Sonra sıra papağana gelmiş Papağan; “Benim hediyem nerde?” diye sormuş.

Adam başından geçenleri anlatmış. Bunu duyan papağan da hemen çırpınıp titremeye, kafesin içinde debelenmeye başlamış. Biraz sonra da düşüp ölmüş.

Bu duruma tüccar çok üzülmüş. Sonra titreyen elleriyle kuşun ölüsünü kafesten çıkarıp dışarı atmış. Bir de ne görsün! Öldüğü sandığı papağan bir saniye içinde; “Pır” diye uçup bir dala konmaz mı? Tüccar neye uğradığını şaşırıp ağacın dibine varıp sordu:

"Nedir bu hâlin? Bu işin sırrını bana söyle!"

"Hindistan’daki kardeşim bana kurtuluş yolunu öğretti."

Peki Gazzeli bebekler, çocuklar, çaresiz anneler, babalar bu soykırım sürecinde bize ne öğretti? Zira bizim onlardan öğreneceğimiz birçok şey var çünkü.

Mesela haksızlık karşısında susmamayı öğrendik mi?

İnsanlık adına çok çalışıp, çok üretmeyi öğrendik mi?

Kıskançlık duygumuzu terbiye etmeyi öğrendik mi?

Kibri değil kibarlığı öğrendik mi?

Hayatın öyle kendi elimizle inşa ettiğimiz steril ortamdan ibaret olmadığını öğrendik mi?

Allah karşısında sınırlarını bilen kul olmayı öğrendik mi?

İnsana değil Allah'a yaslanmayı öğrendik mi?

Daha öğrenmemiz gereken birçok şeyi öğrendik mi? Ya da Dünya dönüyor, onlarda kaderini yaşıyor ben anı yaşarım deyip bırakın öğrenmeyi; farkına bile varmamayı mı seçtik?

Zira öğrenelim de artık kendimize gelelim. Bir an evvel izzeti kuşanabilelim. Saygılar.

Yazarın Diğer Yazıları