
1 Mayıs Da Bile Çalışanlar Var!
Nefise Köylü
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür. İşverenlerinde bir zamanlar uzun ve zorlu mesailerde alın teri döktüğünü hatırlama günüdür aynı zamanda.
1 Mayıs herhangi bir isyanı sembolize etmez benim için, aksine düzelmeler ve düzeltmeler için umut olduğunu hatırlamak için ideal bir gündür.
Çok değil, bundan 10 yıl öncesine kadar ülkemizde işçi hakları, iş güvenliği, iş sağlığı, adil mesai, resmi tatil ve yıllık izin gibi kavramlar işverenlerin kirli ayakları altında kolayca çiğnenen kavramlardı.
Kul hakkı! O da neymiş, önce benim cebim dolsun diyordu patron zihniyeti. İşçi hakkı! O da neymiş, önce benim haklarım diyordu patron zihniyeti.
Yıl 2025 oldu halen gözlemliyorum, aynı bu şekilde işçi haklarını hiçe saymaya çalışan CAHİL, KÖYLÜ KURNAZI, SONRADAN GÖRME VE EN ÖNEMLİSİ VİCDAN YOKSUNU BİR İŞVEREN KİTLESİ YOK DEĞİL.
Bu işverenlerin en temel özellikleri vicdansız olmalarının yanı sıra karşılarındaki insanı aptal yerine koymaya çalışmaları… Bakın, yasa, kanun, yürütme falan bilmez bunlar. Bir an yaşanır, anlatmaya çalışırsın dersin ki bunun doğrusu bu, yasa gereği bu böyle… Mümkün değil dinletemezsin o doğrudan daha doğrudur ve anında kendi doğrusuna göre durumu yorumlayıverir.
Çoğu zaman hakkı çatır çatır yenen İŞÇİ kardeşlerimiz hep bu nedenle susarlar işte… Asıl onlar aptalla aptal olmak istemezler.
İşçi hakkı, kul hakkı çok çok ince bir çizgidir dostlar ve dinimizce de çok net, kul hakkı yenirse cezası bellidir.
Ben böyle serzenişli yazılar yazdığımda kendi iş hayatımda olumsuz şeyler yaşadığımı düşünen dostlarım olabiliyor. Bin şükür ben iş hayatımda her zaman aklı başında, işçi hakkı yerse başına geleceklerden çekinen ve başarılı işverenler ile çalışma fırsatı buldum bu zamana kadar.
En nihayetinde ben bir yazarım ve sık sık her konuda gözlem yapıyorum. Dolayısı ile Devlet birimlerinin sürekli sıkı çalışma ve yeni yasalar ile kesinlik kazandırdığı işçi haklarına halen saldırıda bulunan kimi kendini bilmez işverenler olduğu kesin.
2025 yılında artık böyle durumların İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde kabul edilebilir olması mümkün değil. Çünkü artık bu büyük şehirlerde İşçiler çok bilinçli, dolayısı ile haklarını savunmak konusunda gayet başarılılar, birde iş kaygısı yaşamıyorlar. Haklarının yendiği bir çatı altında çalışmamayı tercih edebiliyorlar.
Kastamonu için durum biraz daha farklı. İlimizde halen yoğun bir şekilde işsizlik problemi var. Bu sebeple söz halen işçide değil, işverende ne yazık. İşçi haksızlığa maruz kalsa da, işsiz kalırım endişesi ile haksızlığa katlanmak durumunda kalıyor.
1 Mayıs gibi özel bir günde bu yazıyı kaleme almamın temel amacı şu ki kıymetli dostlarım; böyle bir zorbalığa asla katlanmak zorunda değilsiniz. Devletimiz işçisinin yanında, yıllardır işçi hakları, iş güvenliği, izin hakları, işçiye, emekçiye dair tüm haklar ilmek ilmek dokunuyor, güvence altına alınıyor.
Bu köylü kurnazı, sonradan görme, kul hakkı, işçi hakkı bilmeyen zorba işverenlerin borusu karşılarında sapa sağlam duran ve yasalarla haklarına sahip çıkan bir işçiye kadar ötüyor.
Bunların genel özelliği vergi kaçırıyorlar – şikâyet edilene kadar, usulsüzlük yapıyorlar – şikâyet edilene kadar, işçi haklarını çatır çatır yiyorlar – şikâyet edilene kadar.
Türkiye bir hukuk devleti! Bunu hiçbir zaman unutmayalım dostlarım. Devletimizin işçi hakları konusunda ne kadar hassas olduğunu emsal haber ve davalardan bile gözlemleyebilirsiniz.
1 Mayıs 2025’e özel temennim: HAKSIZLIK KARŞISINDA ASLA EĞİLMEYİN, KIYMETLİ DOSTLARIM.