Basiret, Feraset, İdrak Gibi Rızıklara Talip Olabilelim
Serap Oruç
7 Ekim gününden bu yana korku film dehşetindeki soykırıma seyirci oluyoruz. Bazılarımız dayanamıyor kanal değiştiriyor, bazılarımız "bu konu beni daraltıyor, başka ülke beni ilgilendirmez" deyip sessizliğe gömülüyor ve bu konuyu konuşmayı anlamsız buluyor. Lâkin biz kanal değiştirirken çocuklar dünya değiştiriyor, biz susarken çocuklar susturuluyor bu gerçekler değişmiyor.
Ağzı süt kokan bebekler, minik burunlu, zeytin gözlü çocuklar, analar, babalar haysiyetsizce, acımasızca, adaletsizce, onursuzca katlediliyor.
Bizler "çocuğum kahvaltıda yumurta yemedi, akşam sebze yemedi, bugün süt içmedi, haftada bir et yiyor eyvah!" diye dertlenirken Gazze'de ambargolarla kuru ekmeği, suyu, sıcak bir tas aşı elinden alınan çocuklar açlıktan dünya yaşamına veda ediyor.
Ülkemin güncel gündeminin ise pusulası sapmış, 6 Şubat unutulup çoktan kenara atılmış. Tv ekranları sosyal medya iğrenç yaygarasını kusarken ülke gündeminin üzerine; asfaltların parçalara ayrılışı, binaların yıkılışı, çaresizliğin dibini gördüğümüz, on binlerce cana veda ettiğimiz, kiminin uzuvları, kiminin sevdiklerini uğurladığı o günü yok sayıp birileri o yaygaranın kusmuğuyla beslenmenin peşine düşmüş. Hayatı eğlence mekânından ibaret görenlerin sayısı daha da artmış.
Kötülük bizzat kendi başımıza gelmediği sürece birçoğumuz adalet, insan hakkı, vicdan, merhamet gibi hasletlere sırt dönmüş.
Basiret, feraset, idrak gibi rızklar üzerimizden çekiliyor ve biz bu rızıkları neden kaybediyoruz, neden bu rızıkları hak etmiyoruz kaygısına bile kapılmaktan aciz kalıyoruz.
Algılarımızın pusulası elimizi hangi taşın altına koyup da "hangi sorumluluğu da ben alıyım" kalıbından sapıp "hangi güçsüzü ezeyim, sırtına bineyim, kimin hakkını yiyip, içip eğlenip kahkaha atayım, iyilik yapar gibi görünüp kimi kendime minnet ettireyim, “mış” gibilikle ayna da kendime alçalırken insanların gözünde yükseleyim, kendimi hangi isimle, hangi unvanla etiketleyip insanların gözüne gireyim" gibi noktalarda sabitlenmiş ve durmuş.
O halde insanlık için duamız "Pusulamızı aktifleştirip basiret, feraset, idrak gibi rızklara talip olabilelim" olsun. Saygılar.
