Bela Ve Musibetlere Karşı Sabır
Kadriye Doğan
Hikaye olunur ki gökyüzünde iki melek karşılaşmışlar ve birbirlerine nereye gittiklerini sormuşlar. Birisi demiş ki yeryüzünde falan yerde bir adam vardır. Bu adam hayatı boyunca kötülükler yaptı, günahlar işledi.
Lakin arada yaptığı ufak iyiliklerde oldu. Allah-u Teala yaptığı bu ufak iyiliklerin karşılığını dünyada iken ona verdi ki ahirete hak iddia edeceği hiçbir şey kalmasın ve günahlarının cezasını çeksin. Bu adam şimdi ölüm döşeğindedir. Son zamanlarda yaptığı bir iyilik vardı. Allah henüz onun karşılığını vermemişti. Bu adamın canı bir balık istemiş oğullarına söyledi Lakin adamın bulunduğu beldedeki gölde o balıktan yok. Şimdi ben o balığı götürüp o göle koyacağım ki oğulları balığı yakalayıp, babalarına yedirsinler. Böylece adamın son isteği gerçekleşsin ve yaptığı O son iyiliğin karşılığını da bu dünyada görmüş olsun. Ahirete hiçbir şey kalmasın. Peki sen nereye gidiyorsun deyince öbür melek de başlamış anlatmaya; dünyada falan yerde bir adam vardır. Bu adamın ömrü iyilikler, güzel ameller ve ibadetle geçti. Lakin arada yaptığı küçük hataları ve günahları da oldu. Allah’ta (C.C) bu günahlarının cezasını daha dünyadayken ona verdi ki ahirete tertemiz olarak göçsün ve ebediyen cennetle mükafatlansın. Bu adam şimdi ölüm döşeğindedir. Canı da bir meyve istedi. Ambarının bir köşesinde yazdan kalan bu meyveden vardır. Lakin son zamanlarda bir hatası olmuş ve henüz Allah bu günahının cezasını göstermemişti. Şimdi ben gidiyorum ambarındaki o meyveyi yok edeceğim ki bu adamın son isteği olmasın ve son günahının cezasını da bu şekilde çekmiş olsun. Ahirete tertemiz günahsız olarak göçsün.
Değerli okuyucularım başımıza gelen bela ve musibetler bu dünyaya ait gelip geçici musibetlerdir. Asıl olan ebedi hayatımız bizim için daha önemlidir. Bu bela ve musibetlere uğradığımız anda canımız acır üzülürüz. Lakin çoğunun da sonradan bizim için hayırlı olduğunu görürüz. Bakara Suresi 216’ncı ayeti kerimeyi hiç unutmayalım (Olur ki'bir şey hoşunuza gitmezken o, sizin için hayırlı olur, bir şey'i de sevdiğiniz halde o da hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz.)
Rabbimiz bize bir bela ve musibete uğradığımızda ne yapacağımızı da Bakara Suresi 153’üncü ayeti kerimeyle gösteriyor. (Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.)