Kötürüm Tilki
Kadriye Doğan
Bir gün bir avcı ormanda kötürüm bir tilki görür. Yerinden kımıldayamayan hayvanın nasıl hayatta kaldığına şaşırır. İçini kemiren bu merakını gidermek için bir çalının arkasına saklanır ve gözetlemeye başlar. Biraz sonra bir aslan avını yakalamış bir halde gelir. Orada avını bir güzel yer, karnını doyurur. Karnı doyunca oradan uzaklaşır gider.
Aslanın avından geriye pek çok et parçası kalmıştır. Kötürüm tilki sürtüne sürtüne gider ve bu taze avdan bir güzel karnını doyurur. Adam gördükleri karşısında çok etkilenir. Rızık veren Allah, herkesin rızkını veriyor, önüne kadar da getiriyor. Kim sabrederse rızkı ona yetişir, çalışma zahmetine düşmek bizim sabırsızlığımızdan. Allah ekmeği domuzlardan, köpeklerden hatta şu kötürüm tilkiden bile esirgemiyor. Bense yıllardır rızık peşinde koşmaktan doğru dürüst ibadet yapamadım der. Ve tövbeler eder, bir daha çalışmamaya sadece ibadet edip Allah'a şükretmeye onu zikretmeye karar verir. Her şeyini evini, malını, mülkünü bırakır bir mağaraya çekilir ve başlar ibadet etmeye. Gündüzlerini oruçla, namazla ve zikirle geçirir.
Geceleri sabaha kadar ibadet eder, namaz kılar. Lakin beklediği rızık bir türlü gelmez. Açlıktan ölmek üzereyken: “Ya Rabbi! der: Sen ki kötürüm tilkiye bile rızkını gönderdin. Bana niçin göndermiyorsun. Hatam nedir bana göster” der, elini açar, dua eder. O sırada duyduğu bir sesle irkilir. Aklı başına gelir. Anlar ki evet rızık Allah'tandır. Ancak rızık için gayret göstermek de Allah'ın takdiridir. Sünnet yolu bir işe sarılmak ve çalışmaktır. Duyduğu sesi merak ettiniz mi Mehmet Akif ne güzel mısralara dökmüş avcının duyduğu sesi değerli dostlar:
Dolaş da yırtıcı aslan kesil behey miskin
Niçin yatıp kötürüm tilki olmak istersin
Elin kolun tutuyorken çalış, kazanmaya bak
Ki artığınla geçinsin senin de, bir yatalak.