Kadriye Doğan

Zülf-ü Yâre Dokunmak

Kadriye Doğan

Lisedeyken okulumuzda bir fıkra anlatma yarışması oldu. Ben de bir fıkra ile katılmıştım yarışmaya fakat kendi fıkramı çoktan unuttum hatırlamıyorum bile. Ama birinci olan arkadaşımın fıkrası o kadar güzeldi ki gün gibi aklımda kaldı. Yıllar sonra Mesnevi okurken rastladım aynı fıkraya. Meğer arkadaşımın fıkrası Mevlana'nın mesnevisinde geçen bir hikayeymiş.

Efendim bir zamanlar bir sağır varmış kulaklarının duymadığını herkesten gizliyormuş. Derken bir gün komşusu hasta olmuş. Bizimki şaşırmış şimdi ne yapacak? Gitse nasıl konuşup sohbet edecek, gitmese hasta komşusu kırılıp gücenecek. Kafasından bir senaryo kurmuş. Giderim ‘nasılsın’ derim o da ‘şükür elhamdülillah iyileşiyorum’ der. Ben de ‘oh oh pek sevindim’ derim. ‘Ne yiyip içiyorsun’ diye sorarım o yediğini söyler Ben de ‘afiyet olsun’ derim. ‘Hekimlerden kim geliyor derim’ o filan deyince ‘o çok iyi bir hekimdir işini çok iyi yapar’ derim demiş. Ve gitmiş komşusuna. Komşusuna ‘nasılsın’ komşum diye sormuş hasta ‘ölüyorum’ diye cevap vermiş bizimki duymuyor ki ‘Çok şükür’ demiş, ‘Oh Oh çok sevindim.’ Hasta şaşırmış ama belli etmemiş. ‘Ne yiyip ne içiyorsun’ diye sormuş. Hasta kızgın ‘zehir zıkkım’ diye cevap verince ‘Afiyet olsun’ demiş işitmeyen komşu. Hasta kızarmış, bozarmış lakin ya sabır demiş. ‘Tedavi için hangi hekim geliyor’ diye sorunca iyice öfkelenen hasta ‘Azrail’ diye cevap vermiş. Bizimki ‘o işini çok iyi yapar, sevin, neşelen öyleyse’ demiş. Hasta komşusu iyice hiddetlenmiş kızmış. Bu hatır sormak değil düşmanlıktı. ‘Sen buraya benimle alay etmek için mi geldin?’ diye kovmuş komşusunu. ‘Hele bir iyileşeyim ben bunun hesabını sorarım’ diyormuş. Bizimki de ne olduğunu anlamamış ben komşuluk vazifemi yaptı, iyi dileklerde bulundum bu hiddetin sebebi nedir diyormuş hala.

Dostlar bilmeden gönüllerde çok ateşler yakar, çok gönülleri incitebiliriz. Onun için hep sözü tartarak söylemek gerek. Söylediğimizi iyice anlayıp ona göre konuşmak gerek. Konuştuğumuzun derdini anlamak gerek. Ne diyelim Zülfü Yare dokunduysak affola.

Yazarın Diğer Yazıları