Misafir

Gerçek anlamıyla yaşamak

Misafir

Hepimiz iplerini elinde tutmaya çalıştığımız birer hayatın içindeyiz. Hatta bazılarımız yaşadığı hayatın kuklası olmuş durumda. İpleri tutanları yer değiştirmiş ki bu durumun sorumlusu onlardan başkası değil. 

Yaşadığımız hayat, ya da belki de yaşamak zorunda olduğumuz hayat, birer ahşap parçası. Bizim yapmamız gereken ise ona şekil vermek. Önceliğimiz ona bir taslak oluşturmak. Yani onu hangi şekilde yaşatacağımıza karar verebilmek. Hiçbir ahşap ustası ne yapacağını bilmeden elindeki ahşaba dokunmaz. Çünkü bilir ki amacı bilinmeden atılan en ufak bir çizik bile sonucunda oluşturulmak istenen naçizane parçaya engel olabilir. Hayatımız da böyledir. Yaptığımız en küçük düşünülmemiş, hissedilmemiş adım bir merdivene eklenen çürük bir basamak gibi bir etki yaratabilir. Geleceğe çıkacağımız o merdivende beş basamak çıkmışken çıktığımız altıncı basamaktan tekrar sıfır noktasına düşebiliriz. Hayatımızı gerçek anlamıyla yaşayabilmek için ise her adımımızı düşünüp hissedebilmeliyiz. Çünkü yaşamak zaman geçirmek değildir. Yaşamak her adımda bir çiçek daha açabilmek; sonucunda yaşadığımızı, hayatın meyveleri olgunlaştığında geriye dönüp yediğimiz soğuğu ve yeşerdiğimiz toprağı hatırlayabilmektir. Yaşamak için önce arzuladığımız hayatın taslağı ve sonrasında o hayata “yaşadım” diyebilmek için derin ve önemli detaylar gereklidir. 

Toplumda belki bu detaylar değil de sonuçlar önemseniyor olabilir. Ama bu bizim hayatımız ve sonuç ne olursa olsun bizler için yolun sonuna ulaşmak için o yoldan geçmek gerekir. Herkes sorar: “Şu an neredesin?”. Ama asla sormayacakları bir şey var ki bu da: “Buralara hangi zorluklarla ve nasıl geldin?” Bu aslında yaşanan bir hayatı canlı kılan en önemli sorudur. Gittiğimiz ve gideceğimiz her yolda; duyduğumuz her ses, gördüğümüz her detay ve hissettiğimiz her duygu gerçekten yaşamaktır. Yaşadığımız hayata şekil verdiğimizi ve onun iplerini elimizde tuttuğumuzu gösterir. Tabiri caizse, bırakın hayat sizin kuklanız ve sizlerde onunla sahneleyeceğiniz oyunun senaristi olun. 

Yaşayın ve yaşadığınız hayatı hissedin çünkü sizin hayatınızı sizden daha değerli kılabilecek kimse yok.

Merve KOCAOSMANOĞLU 
GÖL ANADOLU LİSESİ

Yazarın Diğer Yazıları