Serap Oruç

Ülkenin Karanlığından Şikayet Ediyorsun 

Serap Oruç

Savaşa, örgüte, saldırıya, başıboş tetikçilere, bebek katillerine, hayvan katillerine, hırsıza, arsıza, tefeciye, birilerinin sırtından işkembe şişiren üçkağıtçılara ve daha fazlasına alışıyoruz, duyarsızlaşıyoruz, korkuyoruz, siniyoruz ya da alıştırıyoruz, duyarsızlaştırıyoruz, korkutuyoruz, sindiriyoruz. 

Olayları, olguları, durumları sığlaştırıyoruz. Kısacası çoğu zaman akıl tutulması yaşıyoruz. Ahmaklaşan bir topluma dönüşüyoruz.

Dünya üzerinde yaşanan soykırımdan ve ülkemizde yaşanan katliamlardan, şehit haberlerinden, deprem, sel gibi felaketlerden bana ne diyor birçoğumuz, mevzu açıldığında rahatsız oluyorum diyor.

Tamam kabul edelim sana ne? Peki Dünya'da ve kendi ülkende her şeyden, her yaşanan olumsuzluktan bana ne dediğin dünyaya, birilerini suçlayarak kendini temize çektiğin ve birilerini karalayarak kendini akladığın ülkene sen varlığınla şimdiye kadar ne kattın ve ne katıyorsun? Ya da gelecekte ne katmayı planlıyorsun? 

Ülke dışında ya da ülke içinde yaşanan hiç bir olayı irdeleyip düşünmüyorsun, sorgulamıyorsun kulaktan duyduğun kadarı ile kendini ilim irfan sahibi ilan ediyorsun. 

Dünya üzerinde yaşanan karanlığa arkanı dönmüş, sahte spotların ışığına özentiliğinle seyre dalıp sürekli kendi ülkenin karanlığından şikayet ediyorsun lâkin ülkene mumu geçtim kibrit alevi kadar faydan olmadığı gerçeğini unutuyorsun.

Kısacası öğrenilmiş çaresizliğinle her insana "çaresizsiniz" düşüncesini aşılamaya çabalayarak enerji emicilik yapıyorsun. Yapma!  Yapana da yaptırma! Yapmayalım. 

Birilerine gaz verip, birilerinin gazını alıp, birbirimizi hedef almayalım. Kısaca helak olma yoluna bir taşta sen koyma, bir taşta biz koymayalım. Saygılarımla.
 

Yazarın Diğer Yazıları